İzmir, şeffaf plak tedavisi ile diş teli kullanmadan dişler daha estetik bir hale geliyor. Şeffaf plak tedavisi, diş düzensizliklerin, düzeltmek için kullanılan modern bir ortodonti tedavi metodudur. Özellikle diş teli kullanmak istemeyen hastalarda ve hızlı bir şekilde sonuç akmak isteyen hastalarda sıklıkla tercih edilmektedir.
Okumaya devam etİzmir Şeffaf Plak Tedavisi
İzmir, şeffaf plak tedavisi ile diş teli kullanmadan dişler daha estetik bir hale geliyor. Şeffaf plak tedavisi, diş düzensizliklerin, düzeltmek için kullanılan modern bir ortodonti tedavi metodudur. Özellikle diş teli kullanmak istemeyen hastalarda ve hızlı bir şekilde sonuç akmak isteyen hastalarda sıklıkla tercih edilmektedir.
Okumaya devam etŞeffaf plak tedavileri: klasik tedavilerden farkları
Şeffaf plak tedavileri ile klasik ortodontik tedavileri birbirinden ayıran unsurlar nelerdir. Tedavi olacak çoğu hasta ‘Şeffaf plak tedavisi nasıl gerçekleşiyor?’ ‘Farkları neler?’ gibi soru işaretlerine sahip olabiliyor. Bunun için kısaca izmir şeffaf plak tedavisi ve klasik tedavilerin farklarını açıkladık.
Okumaya devam etÇene Çıkması Nedir , Nasıl Anlaşılır?
Çene Çıkması Nedir, Nasıl Anlaşılır?
Çene çıkması, ağız açılırken eklemin aniden öne doğru hareket etmesiyle oluşan bir durumdur. Herhangi bir neden yokken kendiliğinden oluşabilir. Çene çıkması nedir, nasıl anlaşılır? sorusu sıklıkla merak edilen konulardan biridir.
Çene çıkması travmalardan kaynaklanabilise de çoğu zaman hasta yalnızca geniş bir şekilde esnediğinde de ortaya çıkabilir. Çene çıkması tek taraflı ya da iki taraflı olabilmektedir. Eklem sesi duyulur ve hasta ağzını kapatamaz. Çene çıkması, bunu yaşayan kişiye acı verebilmektedir. Bu ağrı ve acı kişiden kişiye değişiklik gösterir. Çene çıkması düzeltildikten sonra ağrı genellikle başa ve boyna da yayılabilir.
Çene çıkması, çene kemiğini ve kaslarını aşırı kasmaktan meydana gelebilmektedir. Çene eklem şikâyeti olan kişiler yaklaşık 3-4 hafta yumuşak yiyecekler tüketmelidir. Sıcak havlu ile eklem bölgesine hafif baskı uygulamak eklem ağrılarını dindirmeye yardımcı olabilmektedir.
Çene Çıkması Nedir?
Çene kayması genellikle aniden oluşan bir durumdur. Hasta ağzını fazla açtığında beklenmeyen bir şekilde eklemlerde kayma oluşur. Bunun sonucunda ise çene çıkabilir. Kişinin herhangi bir sağlık problemi olmasa bile çenesi çıkabilmektedir. Tam olarak kesin nedeni bilinememektedir.
Daha önce çene kayması yaşayan hastaların bunu tekrarlama olasılığı daha yüksektir. Hasta daha önce çıkık geçirmediyse genellikle kaygı ve endişe duymaktadır. Bununla birlikte, ağrı durumu hastaya göre değişiklik gösterir. Çene çıkmasında ortaya çıkan ağrının sebebi ise çene ekleminde bulunan kapsül duvarına oluşan basınçtan kaynaklanmaktadır. Ağrı dışında eklemlerden gelen seslerle de çene çıkığı anlaşılabilmektedir.
Esneme veya ısırma gibi durumlarda çeneyi çok fazla germek çıkığa neden olabilir. Bu sağlık sorunu çene ve yüzde şiddetli ağrı oluşturur ve çenenin hareketini kısıtlayabilir. Çene çıkığı alt çenenin kafatasıyla hizasının bozulmasına da sebebiyet verir. Bu da asimetrik bir görüntü meydana getirebilir.
Çene Çıkması Nasıl Anlaşılır?
Çene çıkması belirtilerinden ilki; Hastanın ağzı açıldıktan sonra kapanmaz ve hasta düzgün konuşamaz. Ağzını kapatsa bile çene ekleminde hafif bir ağrı hissedebilir. Çene çıkığı tek ya da çift taraflı olabilmektedir. Ani hareket sırasında acı verici bir an ve sonrasında ağrının devam etmesi durumudur.
En sık görülen klinik belirtileri, ağız boşluğunu kapatamama, yani “açık kilit”, konuşma güçlüğü, salya akmasıdır.
Çene çıkması belirtileri;
- Çeneden kütleme gibi ses gelmesi,
- Çene ekleminin bulunduğu bölgede ağrı hissedilmesi,
- Kulaklarda tıkanıklık,
- Çenede sertlik gibi semptomlar çene çıkmasının en önemli belirtileridir.
Çene çıkığı meydana gelmesine neden olabilecek durumlar;
- Diş muayenesi sırasında ağzı açmak,
- Ağzı çok geniş açmak,
- Kusma,
- Esneme gibi faktörler çene çıkığına neden olabilir.
Çene Kayması Nasıl Düzelir?
Genellikle iki taraflı ve bazen tek taraflı çıkık, çenenin karşı tarafa kaymasına neden olabilir. Çene kayması durumunda acil olarak diş hekimine gidilmesi önerilmektedir. Çeneyi zorlayan şeyler yapılmamalı ve mümkünse sert besinler tüketilmemelidir. Ayrıca hekim kontrolünden geçene kadar ani hareket yapılmamalıdır. Çeneyi kendi kendine yerine yerleştirmeye çalışmak riskli durumlar yaratabilir.
Çene çıkması halinde manuel olarak doktor çeneyi düzeltebilir. Diş hekimi başparmaklarını ağız içindeki alt arka dişlere yerleştirecektir. Kalan parmaklarını çenenin altına yerleştirir. Çene üzerinde sabit bir tutuş ile doktor çeneyi yerine geri hareket ettireceklerdir. En ağır vakalarda cerrahi yöntemler uygulanmaktadır. Örneğin, çene çevresindeki bağların boyutunu azaltmak, eklemi sıkılaştırmaya ve daha fazla yaralanmayı önlemeye yardımcı olacak bir ameliyat uygulanmaktadır.
Çene çıkığı sonrasında kişilerin yaklaşık altı hafta boyunca ağzını fazla geniş açmamaları gerekmektedir. Yiyeceklerini küçük parçalara ayırabilirler. Çenenin fazla yorulmasını önlemek için yoğurt, patates püresi, süzme peynir, çorba, çırpılmış yumurta, balık, pişmiş meyve ve sebzeler, fasulye ve tahıllar gibi yumuşak yiyecekler yiyebilirsiniz. Sert ve gevrek yiyeceklerden (simit, havuç gibi) ve dişe yapışabilecek yiyeceklerden (karamel ve şekerleme gibi) kaçınmak gerekmektedir. Sakız çiğnemek çene kaymasına sebep olabilir. Birden fazla çene çıkığı olan kişiler sürekli çene çıkığı riskini azaltmak için eklemleri sıkıştıran çene ameliyatı olabilir.
Çene Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Çene bölgesi solunum, konuşma ve beslenme gibi önemli fonksiyonlara sahip olduğu için sağlığı önemsenmelidir. Çene bozuklukları yüz ve baş ile beraber değerlendirilen bozukluklardandır. Çene ameliyatları 18 yaşından önce önerilmemektedir. Çünkü kemik gelişimi etkilenebilir.
Çene ameliyatları pek çok problem için yapılabilmektedir. Örneğin alt çenenin normalden küçük veya geride olması durumlarında çene ameliyatı uygulanabilir. Çene çıkması ve kayması durumu sürekli oluyorsa ve çene çıkması halinde hasta nefes almakta zorlanıyorsa çene ameliyatı gerekmektedir. Çene ameliyatları genel anestezi ile yapılmaktadır. Bu ameliyatların yapılabildiği yerler üstün steril ameliyat şartlarına sahip olmalıdır. Çünkü çene ameliyatlarında enfeksiyon geliştirme riski yüksektir.
Çene ameliyatı çene ucunun küçük ya da büyük olması durumlarında da tercih edilmektedir. Yüzde Asimetri olması, hastada çiğneme, konuşma gibi şikayetler çene ameliyatı yapılmasının nedenlerindendir.
Çene cerrahisi uygulanmadan önce hastanın diş ve ağız röntgeni çekilmektedir. Alçı modellemeler yapılabilir. Kesin tanı konulduktan sonra ameliyat planı yapılmaktadır.
Çene Çıkığı Tekrarlar mı?
Çene çıkığı zaman zaman tekrarlayabilmektedir. Örneğin ortodontik tedavi sonrası ya da doğru yapılmamış dolgular yüzünden çene çıkığı gelişebilmektedir. Bu nedenle kaliteli ve güvenilir bir diş hekimi ile çalışmak oldukça önemlidir. Kronik sürekli olan yani tekrarlayan çıkıklar, tedavisi en zor olanlar arasındadır. Bunları uygun şekilde tedavi etmek için cerrahi müdahale gereklidir.
Kişinin bazı alışkanlıkları da çene çıkığı tekrarlamasını etkileyebilir. Uzun süre sakız çiğnemek, rüzgâra maruz kalmak, elini çeneye dayayarak uzun süre oturmak gibi faktörler çene kayması durumuna zemin hazırlar. Bununla birlikte stres altında bulunmanın da çene çıkığı şikayetlerinin artmasında önemli bir faktör olduğu ortaya koyulmuştur. Yoğun stres altındaki kişiler sürekli olarak yüz kaslarını sıktığı ve diş sıkma problemi yaşadığı için çene eklemine normalden çok daha fazla yük binebilir. Bu da çene kaymasına zemin hazırlar.
Çene çıkması ya da travma sonrası çene kırılması problemleri tedavisi olan ve iyileşen bir sağlık sorunudur. Bununla birlikte tam iyileşme birkaç ay sürebilir. İyileşme sırasında düzenli diş hekimi kontrollerine gitmek ve tavsiyelerine uymak önemlidir. Diş hekimi daha yumuşak gıdalar tüketmenizi önerebilmektedir. Diş fırçalarken dikkatli olmanız ve ağzınızı geniş açmamanız gerekebilir. Sorun bir kez olduktan sonra çene çıkması ya da kaymasına daha yatkın olabilirsiniz. Diş hekimi muayeneler sırasında gelecekteki çene çıkıklarını ve kırıklarını önlemek için önerilerde bulunacaktır.
Uzun süre ideal olmayan bir pozisyonda oturmak da çene ekleminde daha fazla ağrı hissetmenize neden olabilir. Çalışırken sırt destekli bir sandalye seçmek ve duruşu düzeltmek için sık sık mola vermek gerekmektedir.
- Araba sürerken koltuğunuzu mümkün olduğunca dik ayarlamak,
- TV izlemek veya kitap okumak gibi aktiviteleri yaparken dik oturabileceğiniz bir alan seçmek,
- Otururken destek için sırtınızın arkasına bir yastık yerleştirmek gibi farklılıklar duruşunuzu düzeltirken aynı zamanda çene eklemine fazla yük binmesini önleyecektir.
Duruşunuzu düzeltmek için yapabileceğiniz ufak bir egzersiz; Göğüs kemiğinizi kaldırın, omuzlarınızı geri çekin ve sırt kaslarınızı düzeltmek için kürek kemiklerinizi hafifçe sıkın.
Diş İpi Nasıl Kullanılır ?
Diş İpi Nasıl Kullanılır ?
Diş ipi kullanımı ağızdaki bakteri ve plak miktarını azaltır. Dişlerin arasına sıkışan yiyecekleri temizler. Diş eti hastalığının en önemli sebeplerinden biri olan plak oluşumu önlenmesi nedeniyle diş ipi rutin ağız hijyeninin bir parçası olmalıdır. Diş ipi nasıl kullanılır sorusunun yanıtını merak edenler için rehber niteliğinde bir yazı hazırladık.
Çoğu insan dişlerini her gün fırçalasa bile düzenli olarak diş ipi kullanımını aksatabiliyor. Sadece diş ipi kullanmak yeterli olmaz. Aynı zamanda diş ipini doğru şekilde kullanmak gerekmektedir. Çünkü diş ipini yanlış bir şekilde kullandığınızda hem dişlerinize hem de diş etlerinize zarar verebilirsiniz.
Diş İpi Nedir?
Doğru bir ağız hijyeni için dişleri fırçalamaktan fazlası gerekmektedir. Diş plağını çıkarmanın ve çürükleri önlemenin en iyi yolu diş fırçalamadır. Fakat dişleri sağlıklı tutmak ve diş eti hastalıklarını önlemek için yalnızca dişleri düzenli olarak fırçalamak yetmez. Diş ipi dişlerin arasında kalan yiyecekleri çıkardığı için sağlıklı bir diş hijyenine katkıda bulunur. Diş fırçalama da bu kalıntıları iyi derecede çıkarabilirken fırçanın kılları derinlemesine temizlemeye fayda sağlamayabilir. Çünkü dişlerin arasına tamamen ulaşamaz. Bu nedenle diş ipi kullanmak ağız hijyeni tam olarak sağlamak için en önemli araçlardan biridir.
Diş ipi diş aralarında kalan bakteri plaklarını temizlemek için gereken özel bakımı yapmaya yarayan bir ağız sağlığı gerecidir. Diş ipi kullanımından sonra dişlerinizin araları öncekine göre çok daha temiz olur. Diş ipleri diş fırçalarının ulaşamadığı bölgelere ulaşır. Aynı zamanda diş etlerinizin daha sağlıklı olmasını sağlarken nefesinizi de tazeler. İlk diş ipi kullanımında diş etleriniz kanayabilir. Fakat birkaç gün sonra diş etleriniz daha sağlıklı olacağı için bu kanamalar geçecektir. Eğer her diş ipi kullanımında uzun süre kanamalar devam ediyorsa diş hekimine başvurabilirsiniz. Çünkü bu kanamalar diş eti rahatsızlığının da habercisi olabilir.
Diş İpi Nasıl Kullanılır?
Diş ipi doğru kullanım oldukça önemlidir. Diş ipi kullanımının herhangi bir yaşı ya da zamanı yoktur. Diş ve diş etleri için ne zaman kullanılmaya başlarsanız başlayın yine de faydasını görürsünüz. Diş ipi kullanmak önceleri rahatsız edici ya da garip gelebilir. Fakat bunu bir rutin haline getirdiğinizde ve düzenli kullanımda aslında kolay ve rahat bir işlem olduğunu göreceksiniz. Ağız hijyeninin ayrılmaz bir alışkanlığı haline gelecek.
Öncelikle yaklaşık 50 santim uzunluğunda ki diş ipini iki elinizin orta parmaklarının aralarında beş santim boşluk bırakarak çok sıkmadan parmaklarımıza sarın. Yalnızca bir diş ipi kullanın.
İşaret ve baş parmaklarınız ile diş ipini gelin. Ve diş aralıklarınıza geçirin. Bu işlemi yaparken diş etine zarar vermeden ve ipi koparmamaya çalışarak hafifçe devam edin.
Diş ipini “C” şeklinde eğerek dişlerinizi kavrayın ve diş aralıklarında aşağı yukarı nazik bir şekilde gezdirin. Diş eti çizgisinin altını temizlemeyi ihmal etmeyin. Her diş geçişinde diş ipinin kullanılmayan kısmını kullanın.
Diş İpi Hangi Sıklıkla Kullanılır?
Diş ipi nasıl kullanılır sorusundan sonra en çok merak edilenlerden biri de hangi sıklıkla diş ipi kullanmalıyım sorusu. Diş ipi günde bir kez kullanılmalıdır. Bunun yanında günde iki kez en az 2 dakika süreyle florürlü bir diş macunu ile dişlerinizi fırçalamanız önerilir. Plaklar genellikle dişlerde 24 ile 36 saat arasında sertleşir. Her gün diş ipi kullanarak ve dişlerinizi düzenli olarak fırçalayarak plakların dişlerde sertleşmesini engellemiş olursunuz.
Diş eti hastalıkları diş yüzeyinde çok fazla bakteri biriktiğinde ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Düzgün bir şekilde dişleri fırçalamamak ya da diş ipi kullanmamak diş eti hastalıklarına neden olabilir.
- Ağız kokusu,
- Hassas diş etleri,
- Gevşek dişler,
- Diş eti kanaması belirtileri diş eti hastalıklarının habercisidir. Bu durumlarda mutlaka bir diş hekimi kontrolüne gitmeniz gerekmektedir.
Dişlerinizi diş ipi kullanarak ve fırçalayarak, yemekten sonra ağzınızda kalan şeker ve yiyecek parçacıklarını besleyen plakları ve içindeki bakterileri çıkarmış olursunuz. Bakteriler beslendiğinde, dişin koruyucu tabakası olan diş minesini yiyip çürüklere neden olabilecek bir asit salgılar. Bununla birlikte temizlenmeyen plak, sonunda diş eti çizginizde birikebilecek ve diş eti iltihabına ve diş eti hastalığına yol açabilecek diş taşı yani tartar olarak sertleşebilir.
Diş İpi Fırçadan Önce Mi Kullanılır Sonra Mı?
Diş ipi kullanmanın en iyi zamanı kişinin kendi programına rahat bir şekilde uyuyacağı zamandır. Kimileri sabah diş fırçalama rutininin bir parçası olarak diş ipi kullanabilir. Bazıları da yatmadan önce diş ipi kullanmayı tercih ederek temiz bir ağızla yatmak istemektedir. Diş ipinin diş fırçalamadan önce mi ya da sonra mı kullanılmasının önemi yoktur. Bazı çalışmalar diş ipi kullanımının önce dişler arasındaki bakteri ve kalıntıları gevşettiğini ve daha sonra da diş fırçasıyla bu parçacıkların temizlendiğini göstermiştir. Diş ipi kullandıktan sonra dişlerinizi fırçaladığınızda, fırçalama eylemi bu salınan parçacıkları ağızdan uzaklaştırır. Sonuç olarak, ağzınızda daha az diş plağı olur ve diş eti hastalığına yakalanma riskiniz azalır.
Düzenli bir ağız ve diş hijyeni rutininin yanında diş fırçalama ve diş ipi kullanımını ek olarak potansiyel diş problemlerini erkenden belirlemek için yılda iki defa diş hekimine düzenli ziyaretlerde bulunmak gerekmektedir. Böylece olası tehlikeler önceden görülür ve hem genel sağlık hem de ağız sağlığı olumlu yönde etkilenir.
Şeffaf Plak Temizliği Nasıl Yapılır?
Invisalign diş tedavisinde kullanılan şeffaf plaklar düzenli olarak temizlenmelidir. Rutin kontroller sırasında değiştirilecek olan şeffaf plaklar yine de ağız hijyeni açısından düzgün bir şekilde temizlenmiş olmalıdır. Şeffaf plak temizliği nasıl yapılır sorusunun yanıtını inceleyeceğimiz bu yazıda konuyla ilgili detaylı bir rehber bulacaksınız.
Şeffaf plak temizliği, zamanla birikecek bakterileri gidermek için yapılacak temizleme işlemidir. Şeffaf diş plakları her gece suyla durulanmalıdır. Yumuşak kıllı bir diş fırçasıyla gün içinde biriken kalıntıları ya da yiyecek parçalarını gidermek için düzenli fırçalama gerekmektedir.
Her fırçalamadan sonra iyice durulamak gerekmektedir. Ayrıca şeffaf plakları kullanmadığınız zamanlarda koruyucu kutuda saklamak doğru bir yöntemdir. Şeffaf plaklar gün içerisinde minimum 22 saat boyunca ağızda kalmalıdır. Invisalign tedavisinin en önemli avantajlarından biri yemek yerken çıkarma imkânı tanımasıdır. Gün içerisinde 2-4 saat arası çıkarılabilmektedir. Bakımı standart diş teli uygulamasına göre oldukça kolaydır.
Geceleri tükürük salgısı daha az olduğu için bakteri birikimi fazlalaşmaktadır. Plaklarda ve diş yüzeyinde biriken bakterileri temizlemek için her sabah uyandığınızda ağzınızı çalkaladıktan sonra plakları yıkayarak temiz tutmalısınız. Sabah ve akşamları diş fırçası ile plakları fırçalamak gerekmektedir.
Diş macunlarında bulunan aşındırıcı malzemeler plaklara mikro düzeyde zarar verebileceği için plak temizliğinde diş macunu kullanımı önerilmemektedir. Yalnızca suyla yıkama ve yumuşak bir diş fırçasıyla fırçalama yeterlidir. Şeffaf plak temizliği konusunda dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri ise plakları ağıza takmadan önce dişleri fırçalamaktır. Plakları ağızdan çıkarttıktan sonra açıkta bırakmamakta fayda vardır. Çünkü açık havada bakterilerle daha fazla temasa maruz kalmaktadır. Plakları tekrar takmadan önce mutlaka suyla çalkalayıp öyle takmalısınız.
Şeffaf plaklar takılıyken çay kahve gibi lekelenmeye sebep olan içecekleri içmemeye dikkat edilmelidir. Bu içecekleri içmeden önce plakları çıkartmak önerilir. Çünkü bu içecekler plaklarda renklenmeye sebep olur ve bu da estetik bir görüntü sağlamaz. Plak değişimine daha çok varken şeffaf plaklarınızda kötü bir renk oluştuysa temizleme kristalleri kullanılabilmektedir. Temizleme kristalleri diş hekiminiz tarafından tedavinin başında size verilir.
Şeffaf diş plakları temizliğinde gece rutini olarak dikkat edilecek noktalar;
- Şeffaf diş plaklarını her gece suyla durulayın.
- Diş plaklarını yumuşak kıllı bir diş fırçasıyla (dişlerinizi günlük olarak fırçalamak için kullandığınız fırçayla değil) ve gün içinde biriken kalıntıları veya yiyecek parçacıklarını gidermek için suyla durulayın.
- Fırçaladıktan sonra iyice durulayın.
- Şeffaf plakları kullanmayacağınız zamanlarda koruyucu bir kutuda saklayın.
Şeffaf diş plaklarını tedavi sürecinde iki haftada bir değiştirmeniz gerekse bile yine de onları dikkatli bir şekilde temizlemelisiniz. Çünkü diş plaklarını temizlememek renklerinin solmasına ve dişlerinizin sarı görünmesine neden olabilir. Ayrıca plaklarda biriken bakteriler ağız kokusuna sebebiyet verebilir. Dişlerinizi sürekli olarak biriken bakterileri maruz bırakmamak için düzenli olarak temizlemeyi alışkanlık haline getirmelisiniz.
Invisalign tedavisinde kullanılan plakları temizlemek için kaçınmanız gereken temizleyici ürünler şunlardır;
- Protez temizleyiciler
- Ağız gargaraları, özellikle alkol içerenler
- Kolayca köpüren sert ve kokulu sabunlar
- Diş macunu
Bu ürünler şeffaf plaklarda kolayca lekelenme yapabilir ve yapısını bozar. Bunların yanında temizlik işlemi yapılırken yumuşak kıllı bir diş fırçası kullanmak önemlidir. Sert diş fırçaları şeffaf diş plaklarında zedelenmeye yol açabilir.
Şeffaf diş plaklarını kullanırken yemek yenildiğinde her zaman plakların çıkarılması önerilmektedir. Aksi durumda yiyecek parçaları burada birikebilir ve bakteri oluşumuna sebebiyet verebilir. Ayrıca şeffaf diş plakları takılıyken su dışında herhangi bir şey içmekten kaçınmalısınız. Detaylı bilgi ve randevu için Uzm. Dr. Çağrı Şibal diş kliniğini ile iletişime geçebilirsiniz.
Ortodonti Tedavisi Aşamaları Nelerdir ?
Ortodonti tedavisi kapsamına çarpık dişlerin uyumu, sıkışıklık ya da dişlerin ayrık olması durumu gibi problemler girmektedir. Ortodonti tedavisi aşamaları genellikle uzun bir süreci belirtir. Bu tedavi içerisinde aktif ve pasif tedavi dönemleri vardır. Örneğin ortodonti tedavi süreci aktif bir tedavi süreci iken pekiştirme tedavisi pasif tedavi sürecini ifade eder. Ortodontik tedavi genel olarak 8-12 aylık bir süreci ifade etmektedir.
Ortodonti tedavisi aşamaları;
- İlk Muayene Seansı
- Ortodontiye Hazırlık Aşaması,
- Tanı ve Planlama,
- Ortodonti Tedavisi,
- Pekiştirme Tedavisi şeklindedir.
İlk muayenede ortodonti uzmanından randevu alınır ve muayeneye gidilir. Ağız içi detaylı bir şekilde muayene edildikten sonra ağız ve diş sağlığınız hakkında genel bir bilgi verilmektedir. Hastanın problemine uygun tedavinin neleri kapsayabileceği ya da alternatif tedavi ve uygulamaları varsa bunlar hakkında bilgi verilmektedir. Tedavide oluşabilecek problemler, tedavi süresi, tedavi aşamaları detaylı olarak bu muayene kapsamında anlatılacaktır. İlk muayene seansı oldukça önemli bir seanstır. Sorunun saptanması ve hastanın bilgilendirmesi konusunda detaylı bir muayenedir. Bu muayene esnasında ortodonti tedavisi ile ilgili aklınızdaki tüm soruları sorabilir ve bilgi alabilirsiniz.
Hazırlık ve bilgilendirme aşaması ise genel ağız sağlığınız ile ilgili sorunların çözüleceği seanstır. Hazırlık aşamasında ortodontik tedaviye başlamadan önce tüm çürük ya da fazla dişlerin tedavisi yapılmaktadır. Diş eti problemi yaşayan hastalarda önce diş eti tedavisi yapılır. Ayrıca diş teli takmadan önce gerekli ölçümleme ve analizler yapılır. Hazırlık aşamasında tedavi öncesi ve sonrasında değişimi görmek üzerine yüz, ağız ve dişlerin fotoğrafları çekilmektedir. Üst ve alt çeneden ölçü için modeller alınır. Bu modeller ile dişin alçı modelini elde etmek hedeflenmektedir.
Ağız ve dişlerdeki bozukluk düzeyine göre tedavi uygulamaları farklılık göstermektedir. Hazırlık aşamasında yapılan bu ölçümleme ve analiz sonucunda tanı konulur ve daha sonra buna göre alternatif bir tedavi planı oluşturulur. Hasta ile doktorun ortak kararına bağlı olarak tedavi planları analiz edilir. Diş teli takmadan yapılabilen şeffaf plak uygulaması, porselen diş teli, çene genişletici ya da yüz maskesi gibi çeşitli ortodontik apareyler kullanılması gerekebilmektedir. Bazı durumlarda ortodontik tedavi ye başlamadan önce çok sıkışık dişler varsa diş çekimi yaptırmak gerekebilmektedir. Bunun amacı komşu dişlerin boş olan bölgeye hareketini engellemek ve istenmeyen diş hareketini sonlandırmaktır.
Ortodontik tedavi de ise dişler hijyenik bir hale getirildikten sonra diş tellerin takma işlemi başlar. Dişleri braket adı verilen çeşitli materyallerden oluşan aparatlar takılır. Bu teller yaklaşık 8-12 ay boyunca dişlerde kalacaktır. Tedavi bittikten sonra dişler arasında herhangi bir ayrılık ya da boşluk kalmayacaktır.
Ortodontik tedavi süreci tamamlandıktan sonra pekiştirme tedavi sürecine geçilir. Pekiştirme tedavisi yine hastanın disiplini ile ilgili ilerleyen bir süreçtir. Pekiştirme tedavisi düzenli bir şekilde yürütülmezse dişler eski konumuna gelebilir. Pekiştirme apareyleri genellikle takılıp çıkarılabilen şeffaf apareylerdir. Bunlar dişlerinizin yeni pozisyonlarında kalmalarını sağlamak için tasarlanmıştır.
Ortodontik tedavi sürecinde herhangi bir acı ya da ağrı hissedilmez. Diş teli takılması aşaması yaklaşık 30-40 dakika kadar sürer. Diş telleri takıldıktan sonra alışma süreci 1 haftayı bulabilir. Diş teli tedavisi sürece doktor ve hastanın beraber yürüttüğü bir süreçtir. Hastanın disiplinli olması ve doktorun verdiği önerilere tam anlamıyla uyumasıyla bu süreç rahat ve konforlu bir şekilde atlatılmaktadır. Ortodontik tedavi ile ilgili daha fazla bilgi ve randevu için Ortodonti Uzmanı Uz.Dr. Çağrı Şibal kliniği ile iletişime geçebilirsiniz.
İnvisalign Şeffaf Plak Tedavisi Nasıl Yapılır?
İnvisalign Şeffaf Plak Tedavisi ortodontik diş tedavisinde kullanılan en son teknolojilerden biridir. Kullanımı kolay şeffaf materyallerden üretilen plaklar görünmez bir şekilde diş tedavinizin yapılmasına olanak tanır. Bu şeffaf plakları dilediğiniz zaman çıkarıp herhangi bir yemeği kısıtlama olmadan yiyebilirsiniz. Dişlerin çarpık ya da yamuk olması durumunda şeffaf plak tedavisi ile neredeyse görünmez bir şekilde dişleriniz doğru hizaya getirilir.
İnvisalign Şeffaf Plak Tedavisi her yaş grubundaki hastalar için uygundur. Genel muayene rutini diş hekiminin planlamasına göre bir ya da üç ayda bir yapılmalıdır. Özellikle erken çocukluk döneminde teşhis edilen ağız ve diş problemlerinde hızlıca sonuç alınır. Üst çene darlık tedavisi, dişlerde meydana gelen doğru hizada olmama bozuklukları ya da alt çenenin geride konumlanması gibi tedaviler erken çocukluk dönemlerinde kolaylıkla yapılmaktadır.
Invisalign tedavisi ile dişlere tel takmadan neredeyse görünmez bir şekilde dişlerin düzeltilmesi mümkündür. Hasta ilk muayene sonucunda üç boyutlu modellerle dişlerin nasıl görüneceğini önceden görür ve böylece tedaviye başlanır. Yapılan muayene sonucu şeffaf plak tedavisine uygun olup olmadığınıza diş hekimi karar verecektir. Ağız içi ölçüleri alınmasıyla tedavi süreci başlar. Invisalign tedavisi uygulamalarında dijital diş hekimliği yöntemleri kullanıldığı için hızlı ve pratik bir şekilde ilerleyen bir tedavi süreci olur.
Şeffaf plaklar 15 günde bir değiştirilmektedir. Çünkü invisalign yöntemi uygulanırken şeffaf plakların dişler için ortalama 0.5 mm ya da 1mmlik hareket alanı yaratmasına imkân tanınır. Tedavi boyunca kullanılacak plak sayısı hastadan hastaya değişiklik göstermektedir. Yine de normal dişleri tedavisine göre daha kısa sürelerde sonuç alınmaktadır. Şeffaf plak tedavisinin başarılı olma oranı hastanın disiplinine ve bu kullanım yöntemine bağlıdır. Şeffaf plaklar hasta tarafından takıp çıkarılabildiği için ne kadar düzenli kullanılırsa o kadar çabuk sonuç elde edilir.
İnvisalign Şeffaf Plak Tedavisi hastaya pek çok avantaj da sunmaktadır. Ağız hijyeni kolay bir şekilde sağlanır çünkü diş fırçalarken bu plaklar çıkarılmaktadır. Ayrıca beslenme düzeninde herhangi bir değişikliğe gitmek gerekmez. Rutin diş teli tedavisinde asitli içecekler, çok sert katı yiyecekler yerken rahatsızlık duyulduğu için bunların diyeti yapılmak zorundadır. Fakat şeffaf plak tedavisi boyunca bu yiyecekleri kısıtlamaya gerek kalmaz. Burada önemli olan nokta ise şeffaf plaklar gün içerisinde minimum 22 saat takılı kalmalıdır. Tedavi süreci ancak bu şekilde başarılı olur.
Şeffaf plak ile tedavilerde dişlerin tedavi sonrası nasıl değişeceğini görebilmek büyük bir avantaj sağlamaktadır. Böylece hasta tedavi sonucunda ağız ve diş yapısının nasıl görüneceğini önceden bilir ve buna göre tedaviye başlama kararı verebilir. Invisalign ile tedavinin dişlere herhangi bir zararı yoktur. Ayda bir rutin doktor muayeneleri ile tedavi süreci konforlu ve rahat bir şekilde ilerlemektedir.
Invisalign tedavisinin başarılı olması için; düzenli muayeneler ak satılmamalı, şeffaf plakların ve dişlerin hijyeni optimum düzeyde sağlanmalı ve şeffaf plakları düzenli olarak kullanılmalıdır. Ancak bu şekilde tedavi hızlı ve kolay bir şekilde tamamlanacaktır. Dişler istenilen görünüme kavuştuktan sonra ise pekiştirme tedavisine başlamak gerekmektedir. Özellikle tedavi bittikten sonraki altı ay en riskli dönemdir. Dişler tedavi öncesi konuma dönme eğiliminde olabilmektedir. Pekiştirme tedavisi nasıl uygulanacağı konusunda diş hekimi detaylı bilgiyi verecektir.
Invisalign tedavi yöntemleri ve süreci hakkında detaylı bilgi almak için Ortodonti Uzmanı Uzm.Dr. Çağrı Şibal kliniği ile iletişime geçebilirsiniz. İzmir Invisalign tedavisi konusunda uzman bilgisi ve başarılı sonuçlar için randevu oluşturabilirsiniz.
Diş Teli Takıldıktan Sonra Dişler Ne Zaman Düzelmeye Başlar?
Diş teli tedavisi, dişlerin kademeli olarak doğru hizaya getirilmesi sürecini kapsayan ortodontik bir tedavidir. Sıkışık dişler, boşluklar gibi ağız ve diş problemlerinde diş teli kullanılarak dişler aynı hizaya getirilmektedir. Diş teli taktıracak olan hastalar genellikle diş teli takıldıktan sonra dişler ne zaman düzelmeye başlar diye merak etmektedir.
Diş teli tedavisi süreci dişlerin durumuna göre 8-24 ay arasında sürmektedir. İster şeffaf ister renkli diş tellerini seçin tüm diş telleri aynı şekilde uygulanmaktadır. Dişleri nazikçe ve kademeli olarak doğru konumlarına ve hizalarına getirmeye yararlar. Diş teli takıldıktan yaklaşık iki-üç ay sonra dişlerde düzelme fark edilmeye başlar.
Diş teli tedavisinde eğer sıkışıklık sorunuyla tel takmak istiyorsanız diş telleri takılmadan önce diş hekimi diş çekimi yapabilmektedir. Diş hekimi bu seans sırasında ağız sağlığını ve hijyenini nasıl düzgün bir şekilde koruyacağınızı açıklamaktadır. Dişlerinizi nasıl düzgün bir şekilde fırçalayıp diş ipi kullanacağınızı gösterecek ve diş tellerinizi taktırdıktan sonraki ilk birkaç gün içinde yaşayabileceğiniz rahatsızlıklar hakkında size bilgi verecektir. Aylık planlanan randevular da tellerin değişimi yapılır ve dişin hareketi gözlenir. Dişlerin üzerine yapıştırılan bırak et ve diş tellerine alışma süreci birkaç gün sürmektedir.
Diş telinin değişmesi gerektiği durumlarda düzenli aralıklarla kontrole gitmeniz gerekmektedir. Diş hekimi tedavinizde gerekli ayarlamaları yapacaktır. Diş düzleştirme tedaviniz tamamlandığında ve dişleriniz düzgün bir şekilde hizalandığında, diş telleriniz çıkarılacaktır. Diş teli takma işlemi acısız ve ağrısız bir işlemdir. Fakat diş teli takıldıktan sonra kuvvet uygulandığı için 24 saat içerisinde bir ağrı hissedilebilmektedir. Diş teli uygulanması diş sayısına göre değişiklik göstermekle birlikte yaklaşık 30 dakika ve 2 saat arasında olmaktadır.
Diş teli tedavisi süreci, çarpıklık, aralık ya da diş sıkma gibi sorunlarının ciddiyetini ve seçilen tedavi seçeneğine bağlı olarak değişmektedir. Yetişkin dönemde çene, büyümeyi ve değişmeyi tamamladığı için tedavi süreci uzayabilir. Çünkü dişler çocukluk ya da ergenlik çağındaki birine göre daha kalıcı hale gelmiştir. Hastanın kendi genetik yapısı da diş düzleştirme tedavi süresini etkileyebilir. Dişleriniz doğal olarak başka birinden daha hızlı veya daha yavaş hizaya geçebilir.
Bu ortodontik tedavi iki aşamalıdır. Birinci aşamada önce dişler doğru açı ile gerekli yerlere yerleştirilir. Daha sonraki ikinci aşamada ise yerlerine yerleşen bu dişler yerlerini koruması ve kalıcılığının sağlanması için tedavi takip edilir. Diş telleri uygulanıp çıkarıldıktan sonraki ikinci aşamaya ise pasif tedavi olarak pekiştirme tedavisi adı verilmektedir. Pekiştirme tedavisinin süresi ve tedavi şekli ortodonti tarafından belirlenmektedir. Genellikle bu süreçte şeffaf aparey kullanılarak dişlerin yeri sağlamlaştırılır. Bunu düzenli kullanan hastalar tedaviyi sağlamlaştırmış olurlar.
Dişlerin pozisyonundaki değişim aşamalı olmak zorundadır. Hareketin doğru şekilde olması için doğru süreye izin vermek gerekmektedir. Bu da beraberinde diş hekiminin adım adım bir yaklaşımla diş teli sürecini yönetmesini getirir. Dişlerinizin görünümündeki değişiklikleri, takıldıktan sonraki dört hafta gibi erken bir sürede fark etmeye başlayabilirsiniz. Ancak ortalama beklenti iki veya üç aydır. Bu süreç hastanın ağız ve diş sağlığı durumuna göre değişmektedir. Bazı hastaların diş rahatsızlığının boyutu azken bazılarında çok ciddi boyutlara varan sorunlar vardır. Ayrıca diş eti ve dişlerin tedaviye yanıt verme süresi de değişiklik gösterdiği için tedavi süresi değişmektedir. Bu nedenle diş teli ya da braketler takıldıktan sonra gerekli kontrol muayenelerine ara vermemek ve sabırlı olmak önemlidir.
Diş Teli Nasıl Takılır?
Diş teli takma işlemleri son 20 yılda büyük ölçüde değişiklik gösterdi. Dijitalleri artık doğrudan mineye etkili bir şekilde bağlanabilmektedir. Ortodontik tedaviler arasında olan diş teli tedavisi diş yüzeyine çeşitli dolgu malzemeleri vasıtasıyla diş tellerinin yapıştırılması işlemidir.
Diş Teli Nasıl Takılır ? diye merak edenler bu konuda bazı kaygılar yaşayabilmektedir.
Özellikle alt ve üst dişlerin çarpık olduğu durumlarda estetik olarak şikâyeti bulunan kişiler diş görünümlerinin düzelmesi için diş teli tedavisine başvurmaktadırlar. Diş teli tedavisi yamuk ya da ayrık diş problemlerini ortadan kaldırmaktadır. Bununla birlikte çene yapısının düzelmesine de olanak tanır.
Diş teli tedavisi ağrısız bir tedavidir.
Diş yüzeyine yapıştırılan braket ismi verilen küçük karelerin ortasından diş teli geçer. Braketler diş yüzeyinde sabit kalırken her kontrol seansında hekim tarafından uygun görülen aralıklarla diş telleri değiştirilmektedir.
Diş teli takılırken anestezi yapılarak uyuşturma işlemine gerek kalmamaktadır. Diş teli takılması seansı acısız ve rahat bir seanstır. Yaklaşık 30-40 dakika süren bu işlemden sonra hastaların dikkat etmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Ortodontist randevularına her zaman temiz dişlerle gitmek gerekmektedir. Diş hekiminiz yine de diş teli takmadan önce dişlerinizi temizleyecek ve parlatacaktır. Diş teli takılan süre boyunca ağzınızı kuru hissedebilirsiniz. Dişleriniz temiz ve kuru olduktan sonra ortodontist braketleri takmaya başlar. Her dişin ortasını az miktarda yapışkan malzeme kullanılır ve braketin yapışması için sabitlenir.
Diş teli her bir diş setinin etrafına sarılır ve diş etleri ile temas etmeyecek şekilde uçlardan kesilir. Diş telini brakete sabitleyen bantların rengi seçilebilmektedir. Genel olarak şeffaf diş telleri tercih edilmektedir. Diş teli braketleri birbirine bağlamaya ve dişlerinizin hareketini yönlendirmeye yaramaktadır. Paslanmaz çelik, bakır nikel titanyum ve nikel titanyum gibi malzemelerden oluşabilirler.
Diş teli işleminden sonraki ilk zamanlarda, özellikle yiyecekleri çiğnerken ağzınızda rahatsızlık veya ağrı hissedebilirsiniz. Bunu en aza indirmek için diş hekiminiz yumuşak gıdalarla beslenmenizi önerebilir. Şekerleme, karamel ve sakız gibi yapışkan yiyecekler potansiyel olarak tellerinizi bükebilir veya kırabilir. Ayrıca asitli içecekler diş tellerine zarar verebilmektedir. Diş teli taktırdıktan sonra nasıl besleneceğiniz konusunda diş hekiminiz size bilgi verecektir.
Diş Teline Alışmak Zormu ?
Diş tellerinden önce dudaklarınız ve ağzınız pürüzsüz dişlere sürtünüyordu. Ancak diş tellerinin yerleştirilmesi ile hassasiyet hissetmeye başlayabilirsiniz. Dudaklarınızda, yanaklarınızda ve dilinizde biraz tahriş hissedebilirsiniz. Bu hassasiyet zamanla azalacak ve diş tellerinin varlığına alışacaksınız.
Diş teli Tedavisi genellikle bir yıl sürmektedir. Şikayeti daha az olan hastalarda daha kısa sürede de başarı elde etmek mümkün görünmektedir. Yine de diş teli minimum sekiz ay süreyle dişlerde kalmak zorundadır.
Tellerinde yiyeceklerin birikmesi için bazı boşluklar vardır. Bu nedenle her yemekten sonra düzenli diş fırçalamak gerekmektedir. Çürüklerle savaşmak için, her yemekten sonra ve yatmadan önce dişlerinizi fırçalarken florürlü diş macunu kullanabilirsiniz. Diş teli taktırdıktan sonraki ağız hijyeni konusunda hekiminizin önerilerini uygulamanız önemlidir.
Diş teli tedavilerinden sonra genellikle pekiştirme apareyi kullanılmaktadır. Diş telleri çıktıktan hemen sonra dişler harekete meyillidir. Bu nedenle diş teli tedavisi sonlandıktan sonra bu apareyi kullanmak dişlerin eski haline dönmemesi için önerilmektedir. Ortodonti tedavisi bitiminde 20 yaş dişlerinin ön dişlerde baskı yapmasından dolayı dişlerin eski haline geldiği görülmektedir. Bununla birlikte diş telleri çıktıktan sonra gıcırdatma ya da diş sıkma alışkanlıkları varsa dişler yeniden eski haline dönebilmektedir.
Ağız ve diş sağlığı konularında her türlü sorunuz için Ortodonti Uzmanı Uzm.Dr.Çağrı Şibal ile iletişime geçebilirsiniz.